Bekleyen Derviş

 






Sizce de bu ara suratlarda çok düşünen ama bir yere de varamayan bir ifade yok mu ? sokakta, markette, vapurda, otobüste, metroda bla bla bla. suratlar asık, gülümsemeler zoraki, düşünceler koyu, kafalar telefonlara gömülmüş, netflix karşısında izleyecek bir şey bulamayan insanlar, anlık mutluluk kırıntıları arasında sıkışıp kalmışız gibi. Felaket tellalı filan değilim. Ancak bazen umutsuzluğa düşerim herkes gibi. Bu ara o çukurdayım sanırım. Gündemi takip etsem bir türlü, etmesem muz cumhuriyetinde yaşamıyorsun Güneş bak şu twittera veya takip ettiğin youtuberlara diyorum. Diyorum ya iki ucu b..lu değnek işte. Hep bir şeyler bekler gibiyiz. Ne zaman geleceği belli olmayan rötarlı bir uçak gibi, havaalanı çok büyük, ortam kalabalık, herkes ayrı bir yorum yapıyor, kimse kimseyi anlamıyor. Rötar neden olmuş belli değil. Çünkü herkes her şeyi biliyor ama kimse bir şey bilmiyor gibi. Alanda kocaman bir Fil ailesi geziyor. Filler gezindikçe, oynadıkça yer sarsılıyor. Ancak çoğu görmüyor. Görenler de kimseyi inandıramıyor, bir süre sonra denemeyi bile bırakıyorlar. 

Şöyle coşku dolu günleri özledim yaaa. Eurovision ile yok :) 2003 yılına makus talihimizin değiştiği o güne ışınlansak diyorum. Everyway that I can oyları toplanırken hop oturup hop kalktığımız o an. Kostüm, şarkı, Sertap'ın sesi adeta büyülüyor hepimizi. Haftalarca bunu konuşuyoruz. Aaaa bir de 2002 Dünya kupasında Hasan Şaş'ın Brezilya'ya attığı ilk gol heyecanını istiyorum. ki ben futbol sevmem :) ama o nasıl bir heyecandı yahu. Herkes tek yürek. Kupa Seul'de öğle saatleri, saat farkı herkes işi gücü bırakmış. 2  saatliğine Dünya durmuş. Sadece o andasın.

Benim yaş yetmediği için gidemediğim sanırım1993 Micheal Jackson ilk ve tek Türkiye konseri. O zaman haberlerde kısa görüntülerle geçiyor. Blue Jean vb dergilerden konserin atmosferini hissediyoruz. Ne şanslı o gün orada olabilenler. ahh o blue jean dergilerim, satır satır okurdum. Klasiklere başlasaydım iyiydi ama, gençlik işte. Oku klasikleri belki alim olursun di mi ? Ola ola turizmci oldun işte. Aman tamam bir turizmci de kolay yetişmiyor, hiçe saymayım keza işimi seviyorum. 

Aklıma ilk gelenler bunlar. Yoksa örnekler kesin çoğalır. Herhalde atalet halinden, onlar bile aklımıza gelmez olmuş işte gerisini siz düşünün. Öyle akşam üzeri Leyla ile sohbet ederken aklıma geldi bi anda bu coşkulu anlar. Biraz romantik bir yapım var kabul. Napimm tabiatım böyle. Neyse sonuç olarak toplu bir coşkulu ortama ihtiyaç olduğu aşikar. Ben kendi coşkulu ortamlarımı ara ara yaşıyorum o ayrı... Ancak daha kitlesel bir coşkuya sizce de ihtiyaç yok mu ? 


Sevgiler

Güneş 🌞



Yorumlar