Unesco'nun
koruması altındaki Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı Macahel..
Kafkas arısı , endemik bitkileri, el değmemiş yaylalarında eşine az rastlanır
çiçekleri, en az doğası kadar güzel insanları, zorlu coğrafi yapısı hayranlık
uyandırıcı, ilham verici, sürpizlerle dolu... doğa ve fotograf tutkunlarının
mutlaka deneyimlemesi gereken görsel bir şölen...
Yörenin eski adı Macahel (veya Maçahel) ve bu isim hala kullanılıyor. 1921 yılında Rusya Türkiye arasında yapılan anlaşma ile toplam 18 köyün 12'i Gürcistan sınırlarına girmek, diğer 6 köy de Türkiye sınırlarında kalmak istemiş. İstemiş diyorum çünkü köyde yaşanyanların anlattıklarına göre köylülere hangi tarafta kalmak istedikleri sorulmuş. Çoğunluk yaşanyanlar Gürcü tarafını tercih etmiş, Kalan 6 köyün merkezi Camili olmak üzere Efeler, Kayalar, Uğur, Düzenli ve Maral köyü ise Türk sınırında kalmış. Türk topraklarında kalmak isteyen bir kadının ilginç hikayesi de var. Çizilecek sınırın düz bir çizgide olması gerekirken arazisinin Sovyet topraklarında kalmasını istemeyen ve bu konuda direnen kadın tam da orada sınırın U şeklinde çizilmesine vesile olmuş. Tam bir karadeniz kadını işte. Şu hayali sınırlar da aslında ne kötü değil mi ? Neyse o konu biraz derin. Maksat Macahel şimdi konuyu dağıtmadan devam edeyim.
Arıcılık çok yaygın. Bölgeye has Kafkas arılarına nasıl sahip çıktıklarını anlatamam. Yörede karşılaştığımız tüm köylüler arıcılıkla ilgili müthiş bir bilgi birikimine sahip. Bu hareketin öncüsü Macahel yöresi Tema vakfı onursal kurucusu Nihat Gökyiğit'in önderliğinde başlayan “ Doğal Varlıkları Koruma Amaçlı Kırsal Kalkınma Projesi” olmuş. Henüz ekolojik dengenin bozulmadığı bölgede doğal varlıkları tahribe değil, korumaya teşvik etmesi ile birinci faaliyet alanı arıcılık olmuş. Ülkemizde damızlık saf kafkas ana arıların üretilebileceği ikinci bir adres yok. Camili köyünden sonra yol tamamen stabilize. Yolculuklar tam da böbrek taşı dökmelik, fakat manzaralar ömürlük. Kaldığımız pansiyon sahipleri de arıcılık yapıyor. Yolların asfalt olmamasının en temel sebebi arıların az da olsa asfalt ile besleniyor olmalarıymış. Şimdi bunu öğrenince nefis Marmaris Çam balı ile ilgili ne düşünsem bilemedim.
Ulaşım oldukça meşakatli. Biz Trabzon'a uçtuk. O gün izmir'den tek direk uçuş olduğu için mecburi tercihimiz 18:45 varış oldu. Trabzon'dan Hopa'ya kadar sahil yolunda sorun yok. Ancak Hopa'dan sonra virajlar başlıyor. Camili'den sonra stabilize toprak yol tüm köyleri birbirine bağlıyor. Tranzon'dan Efeler köyüne kadar yaklaşık 5 saat yol aldık. Araçtaki misafirlerimiz nereye varacağımızdan habersiz karanlıkta yol alırken, nasıl bir yere gidiyoruz diye sorup durdular. O an dedim ki sabah uyandığınızda hayatınızın manzarasıyla karşılaşacaksınız. Karanlıkta yol aldığımız için farların aydınlattığı ölçüde sisi yararak geçerken görebildikleri yeşilliklerden ibaret sanıyorlardı belki de o anda. Oysa bakın sabah bizi nasıl bir manzara bekliyordu.
Bu yazıdaki her duyguyu yaşamış olmaktan çok Mutluyum 🙏
YanıtlaSilDuygudaşlık
YanıtlaSil